Son yıllarda Türkiye genelinde yaşanan kuraklık, hızla azalan su kaynakları ve bilinçsiz su kullanımı, birçok bölgede olduğu gibi Malatya’da da alarm veriyor. Özellikle Orduzu Göleti ve Sürgü Barajı gibi su kaynaklarında yaşanan ciddi çekilmeler, bölge halkında endişeye yol açtı. Bu durum üzerine değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Göllerin kuruma sürecini insanlar hızlandırıyor
Yer bilimci Görür, göllerin doğası gereği zaman içinde kuruma eğiliminde olduğunu ancak insan etkisinin bu süreci hızlandırdığını belirtti. Görür açıklamasında, “Göller oluşları itibariyle kurumaya mahkûmdurlar. Ancak iklim, devamlı beslenme ve bilinçli kullanma ile ömürleri uzar. Bizdeki kullanım, tarım, sulama ve iklim, maalesef, kurumalarına yol açmaktadır.” ifadeleri kullandı
Su kaynaklarının korunmasının yalnızca bir kurumun veya sektörün sorumluluğunda olmadığını, toplumsal bir bilinçle hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Görür, “Yalnızca bazı sektörleri suçlayacağımıza, bütün varlığımız ve gücümüz ile göllerimizin yok olmasını engellemeli ve ömürlerini uzatmalıyız. Sevgiyle.” dedi.
Azalan yağış,artan sıcaklıklar ve bilinçsiz sulama
Malatya’da Orduzu Göleti, Sürgü Barajı ve çevredeki küçük su birikintilerinde son yıllarda belirgin bir su kaybı yaşanıyor. Uzmanlara göre bu durumun en büyük nedenleri arasında azalan yağışlar, artan sıcaklıklar ve bilinçsiz sulama yöntemleri yer alıyor. Tarımsal üretim açısından büyük önem taşıyan bu kaynakların kuruması, hem çevre hem de ekonomi açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği öngörülüyor.
Ülkenin ortak sorunu haline geldi
Görür’ün uyarısı yalnızca Malatya’yı değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki illeri yakından ilgilendiriyor. Özellikle kuruyan göller, çekilen barajlar ve giderek azalan yeraltı suyu rezervleri, ülkenin birçok bölgesinde ortak bir sorun haline gelmiş durumda. Görür, bu tablonun yalnızca doğanın kendi döngüsüyle açıklanamayacağını, insan kaynaklı bilinçsiz su tüketiminin ve yanlış kullanımın bu süreci hızlandırdığını belirtti. Suyun bilinçli kullanılması gerektiğini vurgulayan Görür, doğaya karşı sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bilim insanının açıklamaları, yalnızca bilimsel bir uyarı değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimlerine yönelik güçlü bir çağrı niteliği taşıyor. Türkiye’nin doğal kaynaklarını koruma mücadelesinde her bireyin sorumluluk alması gerektiğini belirten Görür, suyun dikkatli kullanımı ve göllerin yok olmasının önlenmesinin ve ömürlerinin uzatılması gerektiğine dikkat çekti.
Yer bilimci Görür’ün bu uyarısı, deprem kadar hayati bir başka tehlikenin; kuraklığın ve su kaynaklarının tükenmesinin altını çizerken, Türkiye’nin doğal zenginliklerinin korunması adına ortak bir duyarlılık çağrısı olarak değerlendiriliyor.
EDİTÖR

















