Malatya, 6 Şubat 2023 depremlerinin yaralarını sarmaya çalışırken, şehrin dört bir yanında süren yoğun inşaat faaliyetleri ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Yıkım ve yeniden yapılandırma çalışmaları, havaya salınan toz ve partikül maddeleri arttırıyor. Bu durum, özellikle depremzedelerin barındığı geçici konteyner alanlarında yaşayan vatandaşları endişelendiriyor. AccuWeather’ın güncel verilerine göre, Malatya’da gece saatlerinde hava kalite endeksi (AQI) 17 gibi kabul edilebilir bir seviyeye inerken, gündüzleri 50-80 AQI aralığına fırlıyor. Bu gece-gündüz farkı, inşaat makinelerinin ve araç trafiğinin yarattığı toz bulutlarının doğrudan bir sonucu olarak görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), AQI’nin 50’nin üzerindeki değerlerini hassas gruplar için riskli kabul ederken, Malatya’daki bu dalgalanmanın deprem mağdurları üzerindeki uzun vadeli etkileri henüz tam olarak araştırılmadı.
Hava Kalite Endeksi (AQI), havadaki kirlilik seviyesini 0-500 skalasında sayısal bir değerle özetleyen standart bir ölçüm aracı. Günlük hava kalitesini basitçe ifade ederek, solunum yolları, kalp ve akciğer hastaları gibi hassas gruplara erken uyarı veriyor. Çevre koruma kuruluşları tarafından geliştirilen bu sistem, bireylerin günlük aktivitelerini planlamasına yardımcı oluyor. Malatya gibi tozlu bir bölgede, AQI’nin önemi iki katına çıkıyor; zira deprem sonrası artan inşaat tozu, PM2.5 ve PM10 gibi partikül maddelerin konsantrasyonunu yükseltiyor. AQI’nin hesaplanması, havadaki başlıca kirleticilerin konsantrasyonlarına dayanıyor. Bunların başında partikül madde (PM2.5 ve PM10) geliyor; bunlar ciğerlere derin nüfuz eden en küçük toz parçacıkları ve inşaat çalışmalarının en büyük suçlusu. Ozon (O3), yaz aylarında fotokimyasal reaksiyonlarla artan bir kirletici; azot dioksit (NO2) ise trafik egzozlarından kaynaklanıyor. Kükürt dioksit (SO2), sanayi ve kömür yakımlarından, karbon monoksit (CO) ise araç egzozları ve kaloriferlerden geliyor. Malatya’da son verilere göre, gündüz saatlerindeki AQI yükselişi büyük ölçüde PM10 ve PM2.5’ten kaynaklanıyor; AccuWeather’ın 22 Ekim 2025 tarihli raporunda, PM10 seviyesi 38 µg/m³, PM2.5 ise 12 µg/m³ olarak ölçülmüş. Bu değerler, DSÖ’nün yıllık PM2.5 sınırı olan 5 µg/m³’ün çok üzerinde.
“KISA SÜREDE ASTIM ATAĞI UZUN VADEDE KANSERİ TETİKLİYOR”
Türkiye’de AQI verileri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hava Kalitesi İzleme Merkezi tarafından resmi olarak yayınlanıyor. Mobil uygulamalar gibi Hava Kalitesi (MoHUA), IQAir ve PlaLM, gerçek zamanlı izleme imkanı sunuyor. Örneğin, İstanbul’da trafik yoğunluğunda AQI 100-150’ye çıkarken, Ankara’da kışın kömür yakımı nedeniyle 200’ün üzerine sıçrayabiliyor. Malatya içinse deprem sonrası veriler daha kritik: Günlük tahminlerde 22 Ekim 2025 için AQI 99 (Kötü), ertesi gün 88 olarak öngörülüyor. Bu dalgalanma, sabah ve akşam saatlerinde inşaat tozunun yerleşmesiyle gece düşüşü, gündüz yeniden yükselmesiyle açıklanıyor. AQI’nin önemi, kısa ve uzun vadeli sağlık etkilerinden kaynaklanıyor. Kısa vadede, sadece 1 saatlik maruziyet bile astım atağı veya boğaz tahrişi tetikleyebilir. Uzun vadede ise yüksek AQI, akciğer kanseri ve kalp hastalığı riskini yüzde 20-30 oranında artırıyor. Depremzedeler için durum daha vahim: Çoğu konteynerlerde yaşayan aileler, tozlu havayı solumak zorunda kalıyor. Solunum yolu enfeksiyonları, alerjiler ve kronik öksürük vakaları son aylarda artış gösterdi. Verilere göre hassas gruplar çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalar gündüz saatlerinde dışarı çıkmamalı, maske kullanmalı. DSÖ’ye göre, PM2.5’in 10 µg/m³ üzerindeki seviyeleri bile kalp ritim bozukluklarına yol açabiliyor; Malatya’daki 50-80 AQI aralığı, bu sınırları aşmak üzere.>>MEHMET TURAN ÇİĞDEM
EDİTÖR




















