Malatya, geleneksel olarak geniş aile yapısı ve güçlü akrabalık bağlarıyla bilinen bir şehirken, son yıllarda yalnız yaşayan yaşlı nüfusundaki artış ve buna bağlı trajik ölümler, toplumun vicdanını sızlatıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı “İstatistiklerle Aile” raporuna göre, kentte tek kişilik hane sayısı on binlere ulaşmışken bu hanelerin 3’te birini ise 65 yaş ve üzeri bireyler oluşturuyor; yani yalnız yaşayan her dört kişiden biri yaşlı. Bu veriler, ortalama hane halkı büyüklüğünün 16 yıl önceki 4,5 kişiden 3,08’e gerilediğini gösterirken, 4 Ekim’den itibaren evlerinde yalnız başına ölü bulunan 6 yaşlının hikayesi, sorunu acil bir halk sağlığı meselesine dönüştürüyor.
Önce pandemi, sonrasında deprem ve güncek ekonomik kriz gibi etkenler yaşlı insanların toplumdan izole olmasına neden olurken bu vakaların sosyal izolasyonun derin etkisini yansıttı etkin bir şekilde gözlemleniyor. Vatandaşlar konunun yakından takip edilmesi gerektiğini belirterek, önlem alınmazsa bu sayının hızla artacağından endişe duyuyor.
Malatya, Doğu Anadolu’nun en kalabalık illerinden biri olmasına rağmen, kentleşme, göç ve aile yapısındaki hızlı değişimler yalnızlığı körüklüyor. TÜİK raporuna göre, Türkiye genelinde yaşlı nüfus (65 yaş ve üzeri) 9 milyon 112 bin 298 kişiye ulaşmış; bu oran toplam nüfusun yüzde 10,6’sını oluşturuyor.
Malatya’da ise bu oran, ulusal ortalamaya paralel bir artış gösteriyor. Raporda, yalnız yaşayan yaşlı hanelerin çoğunluğunun kadınlara ait olduğu belirtilirken, dul kalma oranlarının yüksekliği dikkat çekiyor.
Kentte, özellikle Battalgazi ve Yeşilyurt gibi merkezi ilçelerde, emekli maaşlarıyla idare eden yaşlılar, çocuklarının iş arayışı ve deprem kaynaklı göç nedeniyle büyük şehirlere göç etmesiyle yalnız kalıyor. Bu durum, sadece duygusal bir boşluk yaratmıyor; fiziksel sağlık sorunlarının erken fark edilmemesine yol açıyor. Son 16 günde yaşanan 6 vaka, bu sorunun somut bir yansıması. 4 Ekim’de Battalgazi ilçesi Kernek Mahallesi’nde, 84 yaşındaki Türkan Aygün’ün çocukları tarafından pencere önünde hareketsiz halde bulunduğu bildirildi. Aygün’ün cansız bedeni, Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı ve doğal ölüm olarak değerlendirildi.
Ardından 10 Ekim’de, aynı ilçede Yuvam Sokak’ta yalnız yaşayan 83 yaşındaki Mehmet Dağlı, iki gündür haber alınamayınca yakınları tarafından evinde ölü bulundu.
12 Ekim’de ise Beydağı Mahallesi Edalı Sokak’ta, 85 yaşındaki Sultan Altay (veya Ataş olarak da anılan), yatağında hareketsiz halde keşfedildi; cenazesi şüpheli ölüm nedeniyle otopsiye gönderildi.
16 Ekim civarında, 82 yaşındaki Ali Servet Bağcı’nın barakasının kapısını çalan esnaf tarafından hareketsiz halde bulunduğu öğrenildi; KOAH hastası olduğu belirtilen Bağcı’nın ölümü doğal seyrettiği halde, yalnızlığı nedeniyle şüpheli olarak incelendi.
17 Ekim’de ise 86 yaşındaki Hasan Ulutaş, evinde ölü bulundu; doktorlar, uzun süre fark edilmemesini “şüpheli” olarak nitelendirdi ve otopsi talep edildi.
“KOMŞULUK İLİŞKİLERİ KOPARILDI”
Son olarak, 21 Ekim’de 78 yaşındaki Mevlüt Eren’in evinde cansız bedenine ulaşıldı. Komşuların günlerce fark etmediği ölümlerin, kentte “yalnız yaşlanan bir toplum” gerçeğini ortaya koyduğunu vurguladı.
“MALATYA DAHA HIZLI YALNIZLAŞIYOR”
Bu trajediler, TÜİK verileriyle birleşince tablo daha da karanlıklaşıyor. Malatya’da hanehalkı büyüklüğünün küçülmesi, geniş aile geleneğinin erozyona uğradığını gösteriyor. 2008’de 4 olan ulusal ortalama, 2024’te 3,11’e geriledi; Malatya’da ise 3,08 olarak ulusal ortalamanın da altında bir sonuç elde edildi.
Göç, ekonomik baskılar ve kadınların iş gücüne katılımı, yaşlıları yalnızlaştırıyor. Psikologlar, sosyal izolasyonun depresyon, kalp hastalıkları ve erken ölüm riskini yüzde 30 artırdığını belirtiyor.
Vatandaşlar ise farkındalık çağrısı yapıyor. Battalgazi’de kalabalık bir semtte yaşadığını ve iletişim kurduğu komşu sayısının azaldığını söyleyen Ahmet Kurul, “Komşuluğu unutmamız lazım. Bu ölümler, hepimizin sorunu” diyor. Bir diğer mahalle sakini, 65 yaşındaki Fatma Şahin ise, “Çocuklarım İstanbul’da, ben yalnızım. Telefonla konuşmak yetmiyor; biri kapıyı çalsa yeter” diye haykırıyor. Bu vakalar, Malatya’nın geleneksel dayanışma kültürünü sorgulatıyor. TÜİK raporu, Türkiye’de yaşlı hanelerin yüzde 25’inde en az bir yaşlı fert yaşarken, 1,75 milyon yaşlının yalnız olduğunu ortaya koyuyor.
Malatya içinse bu, acil bir eylem çağrısı. Sosyal izolasyonun “ölü bulunma” vakalarını artırdığı bir şehirde, komşuluk, teknoloji entegrasyonu ve aile politikalarıyla yeni bir sayfa açılmalı. Aksi takdirde, sarı altın kayısı kadar bereketli bir şehir, yalnızlığın gölgesinde solacak. Malatya halkı, bu sessiz çığlığa kulak verilmesini istiyor. Vatandaşlar, yalnızlığın en büyük depremden daha yıkıcı olabileceği konusunda yetkililere çağrıda bulunuyor.>>MEHMET TURAN ÇİĞDEM
EDİTÖR

















